Cumhuriyet sonrası

Türkiye’deki azınlıkların durumu, Kurtuluş Savaşı’nm kazanılmasından sonra 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’nın 37-45. maddeleriyle çözüme bağlamıştır. Buna göre İstanbul içindeki Rumlarla Batı Trakya Türkleri dışta tutuluyor, bunların dışında kalan Türkiye’deki Rumlarla Yunanistan’daki Türklerin karşılıklı olarak değiştirilmesi öngörülüyordu.

Nitekim Lozan Antlaşması’na dayanılarak 1924’te gerçekleşen değişimde Maltepe’deki Rumlar Yunanistan’a gönderilerek Selanik, Drama, Kavala yöresinden getirilen Türkler Maltepe’ye yerleştirildi.

Bu değişim sonucu Maltepe’ye gelip yerleşen 86 yaşındaki Kazım Çakır o günleri şöyle anlatır:

“Balkan savaşı çıktığında ben çocuktum. Bir gün Bulgarlar bizim Nusratlı köyünü bastı. Kurtulabilen kaçtı. İstanbul’a doğru yola çıktık. Bu defa Bulgarlar yolu kesti, Dedeagaç’ta kaldık. Bizi mekteplere yerleştirdiler. Yirmi gün sonra Bulgar Dedeagaç’ı işgal etti. Bir katliam da orada yaptılar. Kalanlara nereli olduklarını sorup geri gönderdiler. Sonra işte 1924’te Türkiye’ye gelebildik.” Kazım Çakır’m anlattığına göre Türkiye’ye gelen 300.000 kişiden 1500 kadarı Maltepe’ye yerleştirilmişler, önce tütün yetiştirmişler, beş yıl Ama Tekel yetiştirdikleri tütünü beğenmeyince sebzeciliğe, bahçeciliğe başlamışlar. Bu yıllarda Maltepe bostan ve bahçelerinde özellikle turfanda sebze yetiştirilen bir belde görünümündedir. Köşkleri, yazın canlanan kıyılarıyla da bir sayfiye yöresidir.

Belediye de Cumhuriyet’i izleyen yıllarda, 1928’de kurulmuştur. Ondan önce, yukarıda sözü edilen baytar kolagalıgmdan emekli Selahattiri Bey’in bir bakıma belediye başkanı gibi Maltepe’nin sorunlarıyla ilgilendiği bilinmektedir. Yörenin yaşlıları da ilk belediye başkanı olarak Selahattin Bey’i anmaktadırlar. Aynı yıllarda, 1928 de Maltepe büyük bir yangın geçirmiş, bu yangında eski ahşap evlerin çoğu, Feyzullah Efendi’nin yaptırdığı cami de yanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir