Dünya liderleri paramparça

 

Geçmiş tarihle hesaplaşma sadece Amerika ve Avrupa ülkelerinin sömürgeci ve ırkçı tarihini hedef almadı.  Rejimler de Balkanları sarstı… Sovyetler Birliği dağıldığında Sovyet rejimini hatırlatan semboller, heykeller tek tek yok edildi. Sovyetler Birliği lideri Vladimir Lenin’in, Stalin’in devasa boyuttaki heykelleri bütün Doğu Avrupa’da, Balkanlar’da vinçlerle yerlerinden söküldü. Balyozlarla kırıldı, parçaları caddelere, sokaklara, parklara savruldu. Sırtüstü, yüzüstü yerlerde süründürüldü, depolara atıldı, çöp kutularına fırlatıldı, denizlere aktı…Jorge Luis Borges şöyle der; Gerçek ve kurmaca arasında hiçbir fark yoktur ve geçmişin tamamı belleğimizde kalanlardan ibarettir. Dikilen ve yıkılan her heykel, inancın ve ümitsizliğin kaynağı olabilir mi?

Lenin’in heykeli sahile vurdu (Yıl 1993)

Sovyetler Birliği lideri Vladimir Lenin’in devasa boyuttaki heykelleri bütün Doğu Avrupa’da Balkanlarda vinçlerle yerlerinden söküldü. Balyozlarla kırıldı, parçaları caddelere, sokaklara parklara savruldu. Sırt üstü, yüz üstü yerlerde süründürüldü, depolara atıldı, denizlere aktı…

17 Temmuz sabahı Akçakoca’da bir teknenin içinde küçük bir kız, babasına bağırarak seslendi. 

“Baba denizden bir adam çıktı.”

Suyun yüzünde bir heykel dalgalarla sürekli ters yüz oluyordu.

Mahmut Kaptan anlam veremedi. Kardeşini çağırdı. O da baktı ve ‘Bu Lenin’ dedi.

Lenin’in heykelini halatla bağlayıp Akçakoca sahiline yöneldiler.

İnsanlar kıyıya vuran sakallı, vizon kürklü, burnu kopmuş heykelin başında toplandı. 

İlçe bir anda hareketlendi. Belediye heykele el koydu. Heykelin kopan burnunu yapması için bir heykeltıraş aradılar. Bulamayınca ilçede maket işleri yapan bir mahalle ustasına heykeli onarması için teslim ettiler.

Lenin’in fotoğrafını bulamadılar, birkaç kez denediler. İlkinde burun küçük oldu sonra bir burun, bir burun daha derken ‘Rizeli’ burnunda karar kıldılar.

Heykeli bulan Mahmut Kaptan ile heykele el koyan belediyenin arası açıldı.  Belediye uzun yıllar heykeli bir depoda sakladı. 

Aradan yıllar geçti 2009 yılında Ankara ile gerçekleşen görüşmeler sonucunda Lenin heykelinin kasaba meydanına dikilmemesi, kasabaya yapılacak bir müzede sergilenmesi kararı çıktı. Ama heykel depoda kaldı.

23 yıl sonra gazeteler başlık attı: “Akçakoca’da sahile vuran Lenin’in heykeli film oluyor”

Bu haberden iki yıl sonra 2018’de bir taşra kasabasında depoda tutulan Lenin’in heykeli film olmadı ama Aylin Kuryel, Begüm Özden Fırat, Ahmet Murat Öğüt, Emre Yeksan ve Fırat Yücel imzasıyla muhteşem bir belgesele dönüştü. Sputnik’in bir haberine göre, Ukrayna’da şimdiye kadar 1320’si Lenin heykeli ile Sovyet sembolleri olarak nitelendirilen 2389 anıt kaldırıldı. 2016 itibariyle de 5500’e yakın Lenin heykeli artık kaideleri üzerinde değil. 1991 yılı itibariyle “14 bin 290 Lenin heykeli bulunduğunu, günümüzde eski Sovyet coğrafyasında bu rakamın 7 bin 194’e gerilediğini” yazdı.

Stalin’i heykelle aşağılamak!

Ukrayna’da Kızıl Ordu’nun komutanı Stalin’in Hitler’e karşı kazanılan zaferin mimarı olduğu görüşünde olanlar da var. Buna karşın 2012’de Ukrayna’da aşırı milliyetçiler, başkent Kiev’de, milliyetçi kimliğiyle bilinen Lvov kenti ve Odessa’da, Sovyet eski lideri Stalin’in işerken tasvir edildiği heykeller dikti. Milliyetçi partinin lideri Vitaliy Çornıy, Ukraynalıların Stalin’e bakışını, “ironik” olarak yansıtmaya çalıştıklarını söyleyerek heykeli savundu. Kısa süre sonra Stalinci bir başka grup Stalin’in bu şekilde aşağılanmasına izin vermeyeceklerini söyleyerek heykeli yerle bir etti.

Franco’nun heykeli derin dondurucuda

Francisco Franco Bahamonde. İspanya’yı 36 yıl ülkeyi diktatörlükle yönetti. Dünya tarihine “Son Faşist Diktatör” olarak geçti. Fakat Franco rejiminin simgelerini ve heykellerini kaldırmak uzun zaman aldı. 2006’da meclise “Tarihi Bellek” adlı yasa tasarısı sunuldu. Tasarıda 1939-1975 yılları arasında ülkeyi yöneten General Francisco Franco’ya ait tüm sembollerin kamuya ait alanlardan kaldırılması kararı alındı.

38 yıl sonra 2013’de Franco’nun heykeli bir davanın da konusu oldu. Heykeltıraş Eugenio Merino diktatör Franco’nun askeri üniformalı balmumu heykelini derin dondurucuda sergiledi.

Franco Vakfı, önderlerinin küçük düşürüldüğü gerekçesiyle maddi tazminat davası açtı.

Mahkeme sanat eseri olduğunu ve ifade özgürlüğüne girdiğini hatırlatarak sanatçının lehine karar verdi. 2016’da bir sonraki adım Franco’nun başı kesilmiş halde, askeri üniformalı atlı heykelinin Katalonya’nın bağımsızlık girişiminin sembolü haline gelen Barcelona’daki Born Kültür Merkezi’nin girişine konması oldu.

Polis, Hitler’in başını kopardı

Almanya Nazi önemine ait sembolleri yok ederken, 2008’de Berlin’de açılan Madame Tussauds Müzesi Hitler’in heykeline yer verdi. 25 sanatçının 2000 fotoğrafını inceleyerek dört ayda tamamladığı Adolf Hitler heykeli müze açılışından birkaç dakika sonra Hitler’in başı polis olan bir ziyaretçi tarafından koparıldı. Müze yeniden heykeli yaptı ama bu kez Hitler camekânın ardında ve korumaların kontrolü altında… Londra’daki ünlü Madame Tussauds müzesinde 1933 yılından bu yana sergilenen Hitler heykeli de birçok kez saldırıya uğradı. Müzenin yaptığı anketlere göre Hitler, sergide en çok nefret edilenler sıralamasında. Usame bin Ladin’in ardından ikinci sırada yer aldı. 2016’da dünya tarihine adlarını “güçlü”, “acımasız”, “diktatör” olarak yazdıran liderlerin devasa boyutlardaki heykellerin trajik sonu rejimlerin tartışılır hale gelmesi “Heykeli dikilecek adam” algısını değiştirdi. Heykeldeki karakterin nasıl simgeleştirildiği önemli hale geldi.  Adolf Hitler’in diz çökmüş heykeli sanırım bunun en iyi örneği.

Pinochet’nin dışkıdan heykeli dikildi

Augusto Pinochet. Şili’de 27 yıllık iktidarında 3200 kişi öldü.  Yaklaşık 33 bin kişi de işkence gördü, hapse atıldı, kayboldu. Sayısız kitlesel infazlar yapıldı. Öyle ki bir bale topluluğunun bütün üyeleri katledildi. Pinochet’nin kanlı iktidarının 7. yılında 1980’de Şili’de Santiago yakınındaki bir kasabanın meydanına Pinochet’nin dışkıdan yapılmış heykeli dikildi. Kasabanın neredeyse tamamı tutuklandı. Olay dünya basınına yansıdı.  

Bugün hâlâ Pinochet’e iktidarının simgelerinden kurtulamamış olan Şili 2017’de konuyu Meclis’e taşıdı. “Ülkenin en kanlı döneminin mimarı Pinochet’nin ismi hiçbir yerde yer alamaz” diyerek bütün anıtlarının kaldırılması istendi.

Hayat bumerang gibi…

Meksikalılar “Hindistan’ın bağımsızlık lideri Mahatma Gandhi’nin yanında Aliyev olamaz” diyerek Aliyev’in heykelini kaldırırken, Ganalılar da siyahlar için tartışmalı bir isim olan Gandhi’nin heykelini “Üniversite de olamaz” diyerek kaldırdı.

Üniversite öğretim üyeleri heykelin kaldırılması için bir bildiri hazırladı. Öğrenciler İmza kampanyası başlattı. Dilekçede gençlik yıllarında Güney Afrika’da çalışan Gandhi’nin siyah Afrikalılar hakkında “aşağılayıcı” ve “ırkçı” açıklamalar yaptığı bilgisine yer verildi.

YARIN:

– Heykel yıkıldı Saddam düştü.

– Pehlevi’nin ayakları sarayın kapısında kaldı. n Esad’ın ağzına ayakkabı yapıştırdılar.

– Mübarek’in gözlerini oydular.

– Kaddafi’nin kafasına ayaklarıyla bastılar.

– Netanyahu’yu devirip kafasını ezdiler.

– Rabin’in heykeli gamalı haç ile tahrip edildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir